NEYİN KALIR
İnsan nefsi kör bir kuyu, ister kere ister
Daim olmuş budur huyu
Kimin malı kalmış kime, gel kulak kesil bu sesime
Ansızın can çıkar gider, beden ölür, soğur kalır
Sen göçersin bu Dünya’dan, senden geri neyin kalır
Hırkan kalır çok sevdiğin, kokun sinen bir gömleğin
Kapı eşiğinde bir çift pabuç, kalır belki bir terliğin
Bahçe duvar süslediğin, çiçeklerin, gülün kalır
Kafeslerde büyüttüğün, cıvıldayan kuşun kalır
Gelmez diye düşündüğün, ecel gelir seni alır
Duvarında asık duran, boynu bükük sazın kalır
Çok severek okuduğun, okur iken ağladığın
Sayfaları yarım kalan, bitmeyecek öykün kalır
Akşam için pişirdiğin, tencerende aşın kalır
Hesap kitap uğraştığın, çarşı Pazar işin kalır
Her gün kapından geçen, selam verip görüştüğün,
Çok sevdiğin dostun kalır
Bedenin sarılır beyaz
bir örtüye, üstüne okunan dualar kalır
Toprak sarar seni
usul usul, bir dirhemlik keşken kalır
Senin için biter
Dünya, sen gidersin ötelere
Canından bir parça
olan, sakındığın yavrun kalır.
Yazan: Hak Kervanı
SEHER VAKTİ- MİSAFİRSİN UNUTMA!
Tan yeli eserken sabahın ilk ışıkları içinden
Kuş sesleri yükselir semaya yerden ve gökten
Rızkını arar her canlı, mecburen gönülsüz veya gönülden
Ve seher vakitlerinde dualar kaplar gökyüzünü güneşten önce
Ellerden, dillerden, ve gönüllerden dualar yükselir
Sığınıp yaradanına af ve mağfiret diler her canlı
Ey rabbim, canlı cansız bütün varlıkların tek sahibi sensin
Dilediğini dilediğin an var edersin, istediğine merhamet
İstediğine istediğin an azap edersin, mülk senin
Mülkünde tasarruf sahibi yalnızca sensin, bütün kainat
Rahmetinin bir yansıması, büyüklüğünün yüceliğinin yegane
kanıtıdır.
Seher vaktinde uyanmalı insan, kulun Rabbine yakınlaştığı en
güzel an
Sıyrıl Dünya’nın geçici güzelliğinden, teslim ol
teslimiyetlerin en güzelinden
Bil ki nefes aldıkça bedenin, muhtaçsındır, O karşılıksız
kefilidir senin nefsinin
Rabbi’ne sığın, sığın ki O” kendisine sığınanlara sorgusuz,
karşılıksız merhamet edendir
Düşün ki, Dünya’da çokça varlık sahibi oldun, iki yüz ve
yahut üç yüz yıl yaşadın
Sonra bir bakmışsın saçın sakalın ağarmış, zaman akmış yolun
sonu gelmiş ve kabir seni çağırmış.
Geri dönüşü olmayan o yoldasın, ömür sermayen tükenmiş gelenlerin
gitme vakti gelmiş.
Ey insan, Dünya da çok malın oldu diye sevinme, uzunca ömür
sürdüm diye de hiç sevinme
Hesap günü sorgu sual başlayınca, keşke bir kelebek olsaydım
da üç gün yaşasaydım dersin
Keşke bir kuru ekmek yeseydim de, bu kadar mal mülk sahibi
olmasaydım dersin.
Ölmeden öleydi nefsim, az gülüp çok ağlasaydı gözüm, dilim
her döndüğünde Rabbimi ansaydım
Şükür etseydim keşke başıma gelen her bela için, hz.Eyyub’u
hatırlasaydım keşke!
Beddua etmeseydim keşke İnsanlar bana haksızlık edince,
öteki yanağımı dönseydim bir tokat yiyince
Sabır dileyip Allah’a sığınsaydım, yüzlerce yıl sabreden
hz.Nuh’u hatırlasaydım keşke!
Geceleri ağlayan yaratana yalvaran, aza kanaat eden, her
haline şükreden bir kul olaydım keşke.
Dünya denen bu zindan, içi dolu suizan, bunlardan sıyrılsaydım
edeydim hakka iman,
Etmeseydim çok günah, etseydim keşke haya, meyletmeyerek
züleyha’ya hz. Yusuf’u hatırlasaydım keşke
Ey nefsi Göğe kaldır başını seyret bu gök alemi, düşünen
insan için ne deliller var bir bak
Kibri bırak hırsı bırak, kefenlenip musallaya gideceksin
yalın ayak,
Ne ektiysen bu tarlada elbet onu biçeceksin, her ne biçtin
ise elbet onu yiyeceksin
Bir pişmanlık deryasıdır mahşer yeri, nefsine uyanların
matem meydanı
Kısa dünya hayatında ömür sermayesini acımadan tüketenlerin
son durağı
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan, ama ansızın ölenlerin tekrar
dirildiği yer.
Dünya da Allah’ın huzurunda el pençe divan durup, kıyam
edenlerin, Sabredenlerin sonu ne güzel
O kıyam edenler ki; Kıyamet günü onlar ne bir korku ne bir
hüzün hissetmeyecekler
Nefsine uymayarak teslim olup, Allah’ın rızasını kazanların
sonu ne güzel,
Ödünçtür her bir nefes bilirsen kadir kıymet, insan sürgün,
dünya gurbet, bu gurbetlik biter elbet
Aslım sudur aslım toprak, neslim düşer yaprak yaprak, hangi
daldan koparsan kop düştüğün yer yine toprak
Biter günler bitmez
tasa, ister binlerce yıl yaşa
Üzme kendin boşa boşa, misafirsin bu Dünya da
Solar gider yüzün rengi, her gün batan güneş gibi
Ömür biter gizli gizli, misafirsin bu Dünya da
Bu bahçe bir gül bahçesi, ya gül ol yahut diken
Giyeceksin sende kefen, misafirsin bu Dünya da
Güller olur cennet ehli, dikenlerde cehennemlik
Kim de kalmış ki o gençlik, misafirsin bu Dünya da
Dolup taşmış yer yer mezar, amelinde günah yazar
Nefsin sana mezar kazar, misafirsin bu Dünya da
Emanettir tende bu can, canı veren bir gün alır
Gelen gitmiş herkes bilir, misafirsin bu Dünya da
Yazan: Hak Kervanı
Yorumlar
Yorum Gönder